SİS VE GECE - AHMET ÜMİT
'Ama aşkta eşitlik olmaz ki zaten. Bazen kefelerden biri, bazen de öbürü ağır basar. Aslına bakarsanız genellikle hep aynı kefe ağır basar ya.'
Daha öncesinde hiç Ahmet Ümit okudunuz mu bilmiyorum ama macera arayanlara tavsiyemdir. Ahmet Ümit, polisiye romanlarıyla ünlü bir yazarımızdır. Eğer bir kitap okurken türlü akıl oyunları, serüven ve gerilim istiyorsanız Ahmet Ümit tam da size göre. 20'den fazla romana imza atan yazar, okuyucuyu İstanbul'un semtlerinde entrika dolu bir gezintiye çıkarır, Beyoğlu'nun ara sokaklarındaki yaşantılara şahitlik ettirir. Ahmet Ümit'in anlatımıyla İstanbul'u daha çok seviyor, Beyoğlu hakkında bilmediklerinizi öğreniyorsunuz. Kitabı okurken kesinlikle sıkılmıyorsunuz, hatta hikayenin devamını sürekli merak edip sayfaları tekrar tekrar çeviriyorsunuz. O da ne! Bir bakmışsın ki kitabın sonuna gelmişsin ve hiç beklemediğin o sürpriz son!
Sis ve Gece'de Sedat ve Mine isimli iki başrol kahramanımızı görüyorsunuz. Sedat evli ve çocuk sahibi bir Mit görevlisi. Aşık olduğu kız Mine'nin kaybolmasıyla bir serüvene başlar. Roman boyunca Mine'yi bulmak için uğraşır ve insan ilişkilerinde bir yolculuğa çıkar. Bu yolculuk boyunca Beyoğlu'nun sokaklarına girer, oradaki yaşantılara tanıklık eder, insanları tanırsınız. Anlatılan insanlar ve mekanlarla İstanbul'un karmaşık etnik yapısına da değinilir. Türkiye'de yaşayan Rumlardan olan Madam Eleni ve kızı Maria'nın hikayesi de bu etnik yapılanmayı destekler.
Madam Eleni'nin engelli kızı Maria'nın kaçırılmasıyla Mine'nin kaybolmasının ilişkili olduğunu düşünen Sedat bu kişilerin peşine düşer. Maria'yı kaçıranlarla Mine'yi kaçıranların aynı kişiler olduğunu düşünür. Bunlar olurken bir yandan da Sedat'ın gözlemci olduğu operasyonda beş kişinin öldürülmesiyle olaylar içinden çıkılamayacak bir hale gelir.
Sona yaklaştığında, katilin tahmini konusunda akılda birçok fikir oluşur. Tahmini oldukça zor hikayede bir Ahmet Ümit klasiği olan şaşırtıcı bir son sizi beklemektedir.